GEZİ BLOGU YAZARI: HAYAT40TANSONRA ile RÖPORTAJ

gezi-blogu-yazmak-gezi-rehberi-hayat40tansonra

Tourist free iconBLOG YAZARI: HAYAT40TANSONRA

Keyifle ve ilgiyle takip ettiğim hayat40tansonra'nın yazarı Sezgin Beşli ile harika bir sohbet yaptık. İyi okumalar! 😊
  • Bize kendini tanıtır mısın?
Ben, bir çok insanın aklında hayat40tansonra ismiyle yer edinmiş Sezgin. :) 1978 İzmit doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi doğduğum şehirde tamamladıktan sonra lise ve üniversite eğitimi için İstanbul'da bulundum. 2000 yılında mezun olmayı müteakip, 22 yaşımda çalışma hayatıma hızlı bir giriş yaptım. Halen İzmit'te ikamet ediyor ve 2020 yılından bu yana aktif bir şekilde blog yazarlığı yapıyorum.
  • Gezi yazısı yazma fikri nereden çıktı?
İlk olarak çocukluk dönemimde ailemin imkanlarıyla, sonrasında ise gençlik ve ilerleyen yaşlarımda mesleğim vasıtasıyla, bilinen yaz tatili kavramları dışında bir gezi kültürüm vardı. Ancak bu gezilerimi bir blog açarak insanlarla paylaşmak fikri ilk önce bilmediğim, farkına vardığımda ise pek sıcak bakmadığım bir konuydu. Çünkü yoğun iş hayatımdan dolayı böyle bir platformu sürekli ve sağlıklı bir şekilde idame etme şansım yoktu. 2018 yılına geldiğimizde, aslında  ne olduğunu pek bilmeden bir blog hesabı açtım. Ancak o hesap 2020 yılı Temmuz ayına kadar ismi olmayan bir yer olarak beklemede kaldı.
Sonra kuvvetli bir istek ile fotoğraf makinesi aldım ve amatör fotoğrafçılığa başladım. Fotoğraf, benim için yıllarca içine tam anlamıyla giremediğim sadece cep telefonu ile çekimler yaptığım bir meraktı. Fotoğraf çekmeye olan isteğim zamanla tutkuya dönüştü ve fotoğraf çekmek için geziler planlamaya başladım. Dışarıda boynumda fotoğraf makinesi olmadığında bir uzvum eksik hissi ile yaşıyorum desem yeridir. Yani aslında gezerken fotoğraf çekme değil, fotoğraf çekerken gezme fikri ile blogumun temelleri oluşmaya başladı.
Planladığım bu fotoğraf gezileri esnasında ise;  bu kadar yer geziyorum, bilgi topluyorum, onlarca belge niteliğinde fotoğraf çekiyorum ve ciddi bir emek harcıyorum, o zaman neden bunu insanlarla paylaşmıyorum fikri ağır basmaya başladı. Bunu en iyi yapabileceğim platform ise; tabi ki adını koymadığım blog hesabımdı. Uzun fikri planlamalar sonucunda 2020 Temmuz ayında fikren ne yapacağını bilen ama kalemi zayıf ve teknik bilgisi sıfıra yakın biri olarak blog dünyasına ilk adımımı atmış oldum.:)

gezi-blogu-yazmak-gezi-rehberi-hayat40tansonra

  • Gerçekten harika fotoğraflar çekiyorsun. Bununla ilgili bir eğitim aldın mı?
2018 yılında biraz nefes alarak hobilerime zaman ayırmaya başladığımda ilk yaptığım işlerden biri, başlangıç seviyesi bir fotoğraf makinesi alarak Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi'nin ücretsiz Meslek Edindirme Kurslarından, fotoğrafçılık branşına kayıt olmak oldu. Her ne kadar 6 aylık temel fotoğrafçılık kursu almış olsamda, kurs sonrasında gelişimimi devam ettirebilmek için onlarca kitap satın alıp bol bol okudum ve pratik yapmak adına binlerce kare fotoğraf çektim. Halen amatörlük seviyesini aşamadım ama belli bir seviyeye de geldiğime inanıyorum. 
  • Hayat 40'tan sonra ismi nasıl belirdi?
Aslına bakarsanız blogu hayata geçirdiğimde ilk kullandığım isim Kocaeli'den Kareler'di. :) Az önce de söylediğim gibi amatör fotoğrafçılık ile başladığım geziler için ilk aklıma gelen bu isim olmuştu. :) Ancak kısa süre içerisinde bu ismin pek akılda kalmayacağı, ilgi çekmeyeceğini düşünerek değişiklik yapmam gerektiğine karar verdim.  Bununla birlikte 40 yaşımdan sonra bu hobilerimi hayata geçirdiğim için hayat40tansonra isminin çok daha ilgi çekeceği  ve örneğinin çok az olması (benzer bir site daha var diye biliyorum) nedenleriyle blog ismimi bu şekilde değiştirdim. Ağustos 2020'den bu yana da hayat40tansonra ismi ile yayınlar paylaşıyorum:) 

-Doğru bir karar olmuş. Hayat40tansonra çok güzel ve akılda kalıcı bir isim. :)
  • Gezi rotası hazırlarken nelere dikkat edersin? Gezi öncesi hazırlık listen var mı?
Gezi rotası hazırlarken birkaç öncelikli kriterim var. 
İlk kriterim: Okuyacak insanlara gerçekten faydası dokunacak, okuduktan sonra onları harekete geçirebilecek , benim maceralarımı okuyup geçecekleri değil, kendi maceralarını hayata geçirebilecekleri yerleri belirlemek. Yani okuduklarında sadece hayal kurmayıp, hayallerine adım atacakları gezi rotaları belirlemek. 
İkinci kriterim ise: Bunları yaparken en az maliyetle, bana da keyif verecek ve en verimli sonucu alabileceğim yerleri belirlemek. :)
Yazılı bir hazırlık listem yok. Ama en büyük hazırlığım gezilerime çıkmadan önce detaylı bir plan ve program yapmak. Bu aslında gezgin ruhuna biraz aykırı gibi görünüyor. Ama gezilerinizi yazacaksanız ve insanların da faydalanmasını istiyorsanız yapmanız gereken en önemli hazırlık planlama diye düşünüyorum.

-Amaç faydalı bir içerik hazırlamaksa eğer ben de aynı fikirdeyim. 
  • Gittiğin yerlerde en sevdiğin neresi oldu?
Her ne kadar blogda yabancı ülke ziyaretlerimi paylaşmıyor olsam da beni en çok etkileyen ve sevdiğim şehir Roma oldu. Bu arada belki merak edenler vardır diye ekleme yapmak istiyorum. Çok fazla olmasa da 11 tane farklı ülke ve henüz saymadığım kadar yabancı şehir ziyaretim oldu. Buraları dediğim gibi blogda hiç paylaşmadım.
İlk sebebi ise; az önce de belirttiğim gibi, insanlara kendi maceralarımı okutmak değil, okuduklarında kendi maceralarını hayata geçirebilecekleri yerleri yazmak bu blogu açarken ki ilk temel prensibimdi. Tabi o dönem pandeminin de bunda etkisi büyük oldu.
İkinci önemli sebep ise; Bu gezileri, hakkında yazmayı aklımdan bile geçirmeden, tamamen keyfe keder yapmış olmamdı. İnsanlara katalog niteliğinde bir blog hazırlamak ve her bölgeden, her şehirden bir şeyler paylaşmak en büyük hedefim.:)
  • Burada yaşamak isterim dediğin bir yer oldu mu?
Ülkemizin her yeri cennetten bir köşe gibi. Ve inanın hayata pozitif gözlerle bakan insanlar için her şehir, her kasaba yaşanacak güzellikte.
  • Tarihi yerlere ve müzelere yaptığın gezileri ilgiyle takip ediyorum. Gittiğin yerler arasında seni en çok etkileyen hangisi oldu?
Ülkemiz içinde yakın zamanda yaptığım İstanbul Arkeoloji Müzesi en çok etkilendiğim müzelerin başında geliyor. 1 milyona yakın sayıdaki ve dünyanın en eşsiz eserlerinin sergilendiği inanılmaz büyük bir değer.  Her şehrimizde birçok tarihi müze olmasına rağmen, ne yazık ki toplum olarak müze ziyaretlerine pek ilgi göstermiyoruz. Yazılarımı yazdıktan sonra birçok insanın "bizim şehirde böyle bir müze mi varmış" dediğine de sıklıkla şahit oluyorum. Tabi bunda bir sürü kabul edilebilir sebep var ama yine de hafta sonları, telefonlarımıza ve televizyonlarımıza ayırdığımız zamandan feragat ederek, çocuklarımızla birlikte müze ziyaretleri yapabiliriz diye düşünüyorum. :) 
Tarihi yerler için bir ayrım yapmam çok zor. Yüzyıllar boyu onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyada yaşıyor olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız.  Ama illa bir yer yazmam gerekirse Mardin ve Antakya tarihi dokusu ile beni etkileyen şehirlerin başında geliyor.

*İstanbul Arkeoloji Müzesi hakkındaki yazısına aşağıdaki linkten ulaşabilirsin.
https://www.hayat40tansonra.com/2022/04/istanbul-arkeoloji-muzeleri-gezi-rehberi.html
  • Gezmek çok keyifli olsa da bunu yazıya dökmek bir o kadar zahmetli. Okuyucuların için iyi bir rehber hazırlarken nelere dikkat edersin? Bir yazının yayınlanma süreci nasıl ilerliyor?
Burada ufak bir bilgi vermek istiyorum. Gezmek gerçekten çok keyifli ama inanın en az yazıya dökmek kadar zahmetli ve yorucu. Burada önemli bir ayrım var, o da gezilerin ve tatillerin birbirinden çok farklı iki kavram olması. Senede bir veya iki kez yapılan geziler ve tatiller gerçekten çok keyifli ama haftada bir gezi planlayarak icra etmek çok kolay değil ve yorucu.
İyi bir rehber için her zaman olduğu gibi iyi bir planlama şart. Blogda yayına başlamadan önce yaptığım ilk işlerden biri, profesyonel blog yazarlarının sitelerini incelemek oldu. Çünkü kalemim kuvvetli değildi ve düz yazı ile insanlara yazılarımı okutma yeteneğimin olmadığını düşünüyordum. Bu sebeple de beni çok zorlamadan yazdırabilecek ve örneği olmayan bir format, akış bulmam gerekiyordu. Sonrasında şu an arkadaşlarımın alıştığı; Genel-Ulaşım-Keşfet-Tavsiyeler formatını oluşturarak yazmaya başladım. Bu aynı zamanda benim kalemimi güçlendirmek açısından bana zaman kazandırdı diyebilirim. 
İyi bir rehber = iyi bir planlama + bol bol okuma ve araştırma + kuvvetli bir anlatım.
Geziler sonrası yazı başına oturmak en zor ama en önemli kısım. Unutmamam açısından, bilgiler tazeyken en kısa sürede yazmak ve yayınlamak ilk hedefim oluyor. Eskiden yazıları yazmak benim için en zor kısmıydı ama şu an 1 günde hemen her şeyi ile bir gezi yazısını tamamlayabilecek seviyeye geldim. Bu arada fotoğraflar benim için en büyük destek. Gezdiğim yerleri sağlıklı hatırlayabilmek için en büyük belgelerim. Bugüne kadar da aylık ortalama 7-8 gezi yazısı ile yoluma devam ediyorum.
  • Blog'unda en çok sevdiğin yazı hangisi?
Bunu biraz düşünmem lazım...
Gezi ile hiç alakası yok ama "Annemin Hobi Bahçesi" isimli bir yazım vardı. :) Sevgili Annem ile bahçesine inip, bahçe hakkında konuşmak, onun anlatırken ki heyecanına tanık olmak, bahçeyi fotoğraflarken, bak bunu da çek diye ilaveler yapması, sonrasında evde oturup sohbet tadında yaptığımız röportaj benim için en keyifli anlardı. 
  • Bu yaz tatile gitmek isteyenler önceliği nereye versin?
Tatil alışkanlıkları özellikle son yıllarda pandemi etkisiyle gerçekten çok değişti. Her şey dahil otellerde tatil, yerini önce butik oteller ya da kiralık villalara, sonra da tekne tatilleri  ve karavan seyahatlerine bıraktı. Tabi bir de popülerliği artan bungalov evlerde tatili de unutmamak lazım. Ben bu sene yine butik otel, kiralık villaların ya da pansiyonların öncelikli tercih olacağını düşünüyorum. Henüz yaz tatili fiyatlarını araştırmadım ama geçen sene ki fiyatların daha da artacağını düşünürsek bu sene tatil yapmak çok kolay olmayacaktır. :) 
  • Gezi yazısı yazmak isteyenlere önerin?
Ben her ne kadar kendimi öneri verecek profesyonellikte görmesem de, tecrübelerim bana ilk bilmeleri gerekenin (ilk defa yazacaklar için) bu işin düşünüldüğü kadar kolay olmadığı. Eğer bu işi tek başınıza yapmayı düşünüyorsanız ve başka bir işle tam zamanlı meşgulseniz, sizin için gelip geçici bir heves olmaktan öteye geçmeyecektir. 
Bildiğiniz gibi geziler bedava yapılmıyor ve bloglar arasında belki de en maliyetli olanı. Bu işte bir süre sonra maddi kazanç sağlayamayacaksanız -ki bu hiç kolay değil-  ister istemez gezileriniz bir süre sonra sona erecek ya da çok azalacaktır. Hal böyle olunca da gezi blogu yazmak için kaynaklarınız tükenecek, devamlılığınız olmayacak ve yazmaya istemeden de olsa ara vermek zorunda kalacaksınız. Devamlılığınız olmadığı zaman ise tercih edilen ve bilinen bir blog olma şansınız kalmayacaktır. O yüzden kendinizce bir mali hesap yapmalı, bunu ne kadar süre ile idame edebileceğinizi hesaplamalı ve ona göre karar vermelisiniz. Bol vakit, teknik bilgi/ destek ve maddi imkan. Varsa başlayın, yoksa hiç girmeyin. :)
  • Sohbetimize Ortak Olanlara Önerilerin?
Sevgili arkadaşlarıma, en azından hayat tecrübesi benden az olanlara tek bir önerim var; günü geldiğinde, hepimiz son nefesimizi verecek ve hayata gözlerimizi kapatacağız. O anın nasıl bir şey olduğu konusunda bir fikrim yok ama yaşım ilerledikçe hayat muhasebesini daha fazla yapmaya başladım. Ve o an geldiğinde "ben ne yaptım, koca bir ömrü nasıl geçirdim" sorusunun cevabını pişmanlık dolu anılarla vermek istemiyorum. Hayat şartları gerçekten çok zor ve hayatı idame etmek için büyük çaba sarf etmek gerekiyor. Ama bunların içinde çok fazla kaybolup, hayata sırtımızı dönmemek de lazım. Keşkelerle yaşamamayı öğrenmek ya da bunun farkına erken yaşlarda varmak lazım. :)

Bir Dizi: Vikings 
Bir Kitap: Blog arkadaşlarımdan Sibel Yıldız, Solmayan Ümit ve Sevil Çevirgen, Ya Başka Bir Hayat Mümkünse
Bir Film: İzlerken gözyaşlarımı tutamadığım Babam ve Oğlum filmi ve Denzel Washington'un içinde olduğu hemen her film.

-Benimle bu sohbeti yaptığın için çok teşekkürler!


GEZİ BLOGU YAZARI: HAYAT40TANSONRA ile RÖPORTAJ
Share